17 Mayıs 2014 Cumartesi

YAŞAM BOYU GELİŞİM

Gelişim; organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, diş, duygusal ve sosyal yönden belli koşulları olan, en son aşamasına ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. Gelişim bir süreçtir. Olgulaşma ve öğrenme olmadan gelişim sağlanamaz.

İnsan doğumundan ölümüne kadar olan süreçte çevresiyle sürekli etkileşim içindedir. İnsanın gelişimi çevresiyle etkileşiminin ürünüdür.

Gelişim olgunlaşma ve öğrenmeye bağlı olarak değişiklik gösterir. Dolayısıyla olgunlaşma ve öğrenme gerçekleşmeden gelişimden yeterli düzeyde söz etmek mümkün değildir. Her birey kendine özgü bir gelişim gösterir. Örneğin; bazı çocuklar çevreninde büyük etkisiyle çok hızlı bir gelişim gösterirken, bazı çocuklar daha sonraki yıllarda gelişim gösterirler.


Yeni doğan bebeğin kasları olgunlaştıkça bebek yeni hareketler sergileyebilir. Bebeğin el ve bacak kasları olgunlaştıkça çeşitli hareketler ile yürüme davranışını geliştirebilir. Gelişim kavramı dişi ve erkek hücrelerin birleşmesiyle başlar ve yaşam boyu değişimi ifade eder. Gelişim tek yönlü bir süreçtir. Aksi halde gerileme olur. Psikolojik anlamda ele aldığımızda, gelişimin sonucu olarak kazanılan özellikler kazanılmamış duruma dönemezler. Ancak olağanüstü kaza durumlarında normal dışı bir şekilde böyle bir olgudan söz edilebilir.

Gelişmeyi ürün olarak ele aldığımızda gelişimi bu ürünün süreç yönü olarak tanımlayabiliriz. Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal, sosyal yönden, belli koşulları olan en son aşamasına ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. Gelişme, olgunlaşma ve öğrenme etkileşimlerinin bir ürünüdür.


Gelişim ise süreçtir. Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim sağlanamaz. Örneğin; bir çocuğun ağaca tırmanması devinimsel bir gelişmedir. Çocuk kas ve kemikleri yeterli büyüklüğe ve olgunluğa eriştikten sonra ağaca tırmanmayı öğrenmemişse de ağaca tırmanma davranışını gösteremez. Demek ki gelişme, olgunlaşma ve öğrenmeyi kapsayan temel bir kavramdır.

Kısaca gelişim, sadece sayısal ölçümlerle açıklanamayan, birçok yapı ve işlevi bütünleştiren karmaşık bir olgudur. Bu bütünleşme nedeniyle, gelişimin her evresi bir sonraki evreyi doğrudan etkiler. Böylelikle hiyerarşi, bütünleşme ve yapısal bağıntı gelişim evrelerini temel özellikleri arasındadır.
 


KİŞİSEL GELİŞİM

Kişisel gelişim nedir?

Kişisel gelişim birey olarak insanın yaşamından ölümüne kadar kendini geliştirmesidir. Kişisel gelişim nasıl oluyor peki; İnsaoğlu her gün televizyon, gazete, internet, okudukları kitaplar ve okullarda görmüş olduğu dersler sayesinde yeni bilgiler öğrenerek kendini geliştirmektedir. İşte bu kişisel gelişim'dir. İnsan kendi ilgi alanını bularak bu yönde kendisini geliştirebilmektedirkişisel gelişim

Kişisel gelişimin faydaları nelerdir?

Kişisel gelişim bireyi çok yönlü geliştirmeyi amaçlar.İnsanı sosyal hayatında iş hayatında ,özel hayatında etkili, verimli, güçlü kılarak hayatına yön vermeyi amaçlar. Kişi bunu ancak farklı öğrenmeler gerçekleştirerek yapar. Bu öğrenmeler arasında ilşki kurduğu takdirde yaratıcı düşünme becerisi kazanabilir. İşte kişisel gelişim ile bu amaçlanarak, kişi bu potansiyel ve ilişkileri güçlendirip geliştirerek yapılandırmaktadır.
Kişisel gelişim ile nitelikleri gelişen kişi, artık çevresiyle olan etkileşim ve iletişimde daha gelişken hale gelir. Artık sosyal yaşamında daha etkili, verimli ve mutlu bir kişi olur. Buna fayda yada yatırım da diyebiliriz.Çünkü insan sosyal bir varlık olduğundan çevresini etkileyebilir veya çevresinden etkilenebilir.

Kişisel gelişimin fonksiyonel esasları nelerdir?

1- Düşünce
2- Beyin
3- Bilinç, bilinçaltı
4- Dil
5- Arzu
6- İnanç
7- Hayal gücü
8- Amaç hedef
9- Özgüven
10- İlişkiler
11- Fizyoloji
12- Uyum
13- Tavır, tutum
14- Davranış
15- Motivasyon
16- Değişim
17- Alışkanlıklar
18- Olumlu düşünce



 



GELİŞİM İLKELERİ

 
İnsan gelişimini tanımlamada birçok genel örüntü veya ilkeler bulunmaktadır. Bu ilkeler bireyin gelişiminin biçimini ve derecesini belirlemektedir. Bu ilkelerden bazıları şöyle sıralanabilir:

1. Gelişim süreklidir. Gelişimsel değişmeler yaşam boyunca devam etmektedir. Değişimler saatler, günler, haftalar aylar yıllar boyunca oluşmaktadır.

2. Gelişim birikimlidir. Bireylerin tepkilerinin nasıl olacağı ve neler öğrenebileceği, önceki yaşantılarına bağlıdır. Yani gelişimsel değişmeler, bir önceki değişmelere dayalıdır ve bir sonraki değişmenin de temelini teşkil ederler.

3. Gelişimin her bir döneminde; çeşitli gelişim özellikleri farklı oran ve hızlarda gerçekleşmektedir. Gelişim bazı dönemlerde hızlanırken bazı dönemlerde yavaşlayabilmektedir. Aynı zamanda farklı gelişim dönemlerinde farklı gelişim özellikleri ön plana çıkmaktadır. Okul dönemindeki çocuklarda sosyal ve ahlaki gelişim; fiziksel gelişime göre daha çok ivme kazanır.

4. Gelişim düzenli ve birbirini izleyen ilerlemelerdir. İnsanların bedensel ve psikolojik gelişiminde; gelişimsel ilerleme birbirini takip eden düzenli adımlar yoluyla gerçekleşmektedir. Motor gelişimde; başını dik tutabilme yeteneğini, yuvarlanma yeteneği izler; daha sonra yerde sürünme, oturma, emekleme, ayakta durma, bir iki adım atma ve sonuçta yürüme gerçekleşir. Benzer ilerleme dil gelişiminde de söz konusudur. Bebekler önce sesler çıkarırlar, Sonra ilk sözcüklerini söylerler. Daha sonra küçük bir kelime dağarcığı oluşur. Başlangıçta bir kelimelik ifadelerle sınırlı olan bu dağarcık daha sonra yetişkin düzeyine ulaşıncaya kadar hem sayıca ham de gramer olarak gelişim gösterir. Bebeklerin her bir beceriyi yapabildikleri yaşlar değişebildiği halde sıra değişmemektedir. Hiç bir bebek oturmadan yürüyemez, sesler çıkarmadan konuşamaz.

5. Gelişimin belirli yönelimleri bulunmaktadır. Bu ilkeye göre gelişimin üç yönü bulunmaktadır:
___a. Gelişim, baştan ayağa doğru oluşur. Doğum öncesi gelişim boyunca ilk olarak beyin ve merkezi sinir sistemi gelişir, daha sonra vücudun alt kısmındaki gelişimsel değişmeler bunu takip eder. Doğumdan sonra ise bebekler ilk olarak ağız ve gözlerin hareketleri gibi tüm baş hareketlerinin kontrolünü kazanırlar. Daha sonra gövdenin son olarak da bacak hareketlerinin kontrolü kazanılır. Bebekler başlarını birçok yönde hareket ettirebildikten sonra oturabilirler; oturabildikten sonra ayağa kalkabilirler; ayağa kalktıktan sonra da yürüyebilirler.

___b. Gelişim; içten dışa, merkezden uzağa doğru oluşur. Bu yönelim; vücudun merkezi alanlarından, dış alanlarına doğru meydana gelen hareketlerin kontrol edilmesini ifade etmektedir. Bebekler önce vücudun kontrolünü kazanır, sonra kol hareketlerini, daha sonra el hareketlerini ve son olarak da parmak hareketlerini kontrol edebilirler. Benzer şekilde bebekler, önce bacak hareketlerinin kontrolünü kazanır, sonra ayak hareketlerini ve son olarak da ayak parmaklarını kontrol ederler.
___
c. Gelişim; genelden özele doğru oluşur. Kaba veya bütünden, özel hareketlere doğru bir yönelim bulunmaktadır. Diğer bir deyişle bu değişimde basitten karmaşığa doğru bir ilerleme söz konusudur. Fiziksel alanda bebekler önce kollarını hareket ettirmeyi öğrenirler, daha sonra işaret ve baş parmağı ile çıngırağı yakalamayı öğrenirler. Çocuklar, atlamayı veya zıplamayı öğrenmeden önce yürümeyi öğrenirler.

6. Gelişim bir bütündür. Gelişimin her bir alanı (fiziksel, bilişsel, psikososyal) diğer alanlara bağlıdır. Bir gelişim alanındaki değişme diğer alanlardaki değişmeyi etkilemektedir. Fiziksel olarak bacaklarının kontrolünü sağlayamayan bir çocuğun hareketleri sınırlanacaktır. Bu durum onun çevresiyle yakın ilişkiler kurmasını engelleyecek ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir. Yaşantı yoksunluğu ise bilişsel gelişimi olumsuz yönde etkileyecektir. Görüldüğü gibi bir alandaki gelişim diğer alandan bağımsız değildir ve gelişim tüm alanların etkileşiminin bir sonucudur.

7. Gelişimde bireyler arasında farklılıklar vardır. Bireyler belirli gelişim örüntülerini izlerken, aralarında değişim miktarları bakımından farklılıklar oluşabilmektedir. Örneğin aynı yaştaki çocukların boy uzunlukları ve ağırlıkları farklıdır. Bu durum, bireylerin doğuştan getirdikleri genetik özellikler ile beslenme, egzersiz, geçirilen hastalıklar gibi çevreden aldıkları etkilerin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak her bir birey; zeka, kişilik ve fiziksel görünüş gibi birçok alanda kendine özgü bir gelişim gösterir

.



 

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR


Büyüme:Bireyin fiziksel özellikleri için kullanılır ve organizmanın bedensel olarak gösterdiği değişiklikleri ifade eder. Bireyin fizik yapısında zamana bağlı olarak meydana gelen nicelik boyutundaki değişiklikler büyümedir. Boyun uzaması, kilonun artması, vücudun irileşmesi büyüme kavramı içinde yer almaktadır.
Büyüme, gelişimin her yönüyle ilgilidir ve gelişim sürecinde vücut organlarında değişen bir hızla gerçekleşir. Boy hızlanırken, ağırlıkta yavaşlama olması gibi… Örneğin, boyun 50 cm’den 55 cm’ye geçişi bir büyüme belirtisidir.
Gelişim ve büyüme karıştırılmamalıdır.  Büyüme sadece nicel bir olay iken gelişme hem nicel hem nitel bir olaydır. Örneğin; kişinin vücudu büyür, zekası gelişir.
 
 
Olgunlaşma:Vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye gelmesi için, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak, kalıtımın etkisiyle geçirdiği biyolojik bir değişmedir.
Örneğin, küçük bir çocuğun eli, top tutmayı öğrenecek kadar olgunlaşmış olduğu halde; kalem tutmak için olgunlaşmamış olabilir. Bu ve benzeri deneylerden anlaşıldığı üzere, olgunlaşma, daha çok nispi ve “fizyolojik” bir nitelik taşır .
Büyümeyle ve özellikle hazır bulunuşlukla karıştırılmamalıdır.Büyüme, bedensel gelişim ile ilgilidir. Fiziksel olarak artışı içerir. Olgunlaşma ise, büyüme kavramı ile birlikte muktedir olma kavramını da ihtiva eder. Örnekle açıklamak gerekirse; bir çocuğun bacaklarının uzaması büyümedir, bacaklarının bu büyümeyle birlikte yürümeye yaraması ise olgunlaşmadır.
 
Öğrenme:Sadece büyüme ve olgunlaşmanın sağlanmasıyla gelişme oluşmaz. Gelişmenin meydana gelebilmesi için diğer bir öğe olan öğrenmeye ihtiyaç vardır. Öğrenme; bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri-yaşantıları sonucunda meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişmesidir.
 
Hazır-bulunuş-luk:Olgunlaşma ve öğrenme sonucu bireyin/organizmanın belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir. Bir öğrenim görevini, beklenen düzeyde gerçekleştirebilmesi için bireyin/çocuğun; öğrenim görevinin gerektirdiği olgunluk düzeyine ulaşmış ve ön yaşantıları kazanmış olması gerekir.Öğrenme için “olgunlaşma” gerekli ise de, “yeterli” değildir. Bireyin, öğrenme için “hazır” bulunması da gerekir. Hazırbulunuşluk, bireyin sadece olgunlaşma düzeyini değil, aynı zamanda önceki öğrenmelerini, ilgilerini, tutumlarını, güdülenmişlik düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu da kapsar.
 
Kritik Dönem:Kritik dönem, bir davranışın ortaya konması ya da öğrenilmesi bakımından çevresel uyarıcı ve koşullara en hassas olunan zaman dilimini ifade eder. Bazı öğrenmeler için kişinin “her yönden en uygun bulunduğu bir hazırbulunuşluk düzeyi” vardır. Bunlara kritik dönem ya da “zaman” denir. Bu zamanlar içinde belli bir davranışın öğrenilmesi daha kolay ve daha kısa süre içinde gerçekleşir. Kritik dönemlerde, organizma çevredeki uyaranlara karşı daha duyarlı olmaktadırlar. Kritik dönemin en temel özelliği, çevresel uyarıcı ve olayların çocuğun gelişim ve öğrenme süreci üzerinde etkisidir. Kazanılması gereken dönemlerde kazanılmayan yaşantıların telafisi olmamakta ya da çok zor olmaktadır.
 
Duyarlı/ Hassas Dönem:Hassasiyet çocuğun belli olumlu ve olumsuz çevresel koşullara veya yaşantılara açık olduğu dönemi ifade eder.